top of page
28.jpg
WhatsApp Image 2024-02-01 at 15.41.08.jpeg

Kanser Risk Faktörleri ve Korunma

Kanser sıklığı artıyor mu?

Yüksek teknolojinin bütün nimetleri ve modern tıbbın kaydettiÄŸi bütün ilerlemelere karşın, kanser günümüzde de manevi ve maddi önemli bir saÄŸlık sorunu olma özelliÄŸini korumaktadır. En sık görülen 10 kanser türünün sıklığı ve ölüm oranının 1990-1995 arasında düÅŸme eÄŸilimi göstermesine karşılık, son yapılan deÄŸerlendirmeler düÅŸme eÄŸiliminin durduÄŸunu ve kanser sıklığının özellikle sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerde giderek artmakta olduÄŸunu göstermektedir. Bu artış nedeniyle önümüzdeki yıllarda örneÄŸin ABD'de her dört aileden üçünün bu hastalıktan etkileneceÄŸi öngörülmektedir. Her iki erkekten biri ve her üç kadından biri yaÅŸamı boyunca kanserle karşılaÅŸma riski altındadır. Devlet Ä°statistik Enstitüsünün verilerine göre, ülkemizde de kanser bütün ölüm nedenleri arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ancak saÄŸlıklı bir veri bildirim sisteminin bulunmaması nedeniyle, hastalığın bölgelere göre dağılımı kesin olarak bilinmemektedir.

​

Kanser nasıl oluşur?

Kanser oluÅŸumu tıp dünyasında yoÄŸun araÅŸtırılan konuların başında gelmektedir. Hastalığın ortaya çıkmasında rol oynayan nedenler ve mekanizmalar günümüzde oldukça iyi anlaşılabilmiÅŸtir. Kanser dokuları oluÅŸturan hücrelerin kontrolsüz olarak çoÄŸalması sonucu ortaya çıkan genetik bir hastalıktır. Burada genetik tanımlaması kansere ailevi yatkınlıktan öte, genlerdeki mutasyon denilen deÄŸiÅŸikliklere baÄŸlı kazanılmış iÅŸlev bozukluklarını tanımlamaktadır. ÇeÅŸitli hücre içi ve dışı etkenlere baÄŸlı olarak hücrelerde önce sınırsız çoÄŸalma yeteneÄŸi (ölümsüzlük) ortaya çıkmakta, ardından eklenen mutasyonlar hücrelerin sadece bulundukları yerde deÄŸil daha uzak yerlerde de çoÄŸalabilmesini mümkün kılmaktadır (metastaz). Bununla birlikte bugüne dek elde edilen veriler kanserin oluÅŸumunu önlemeye yönelik uygulamaların çok daha büyük baÅŸarılar getirebileceÄŸine iÅŸaret etmektedir. Çünkü bütün kanser türlerinin %60 dan fazlasının önlenebilir çevresel nedenlere baÄŸlı olduÄŸu kabul edilmektedir.

​

Kanser türleri nelerdir?

Kanser türleri histolojik olarak üç sınıf içerisinde incelenmektedir. Bunlar daha çok vücudun yüzeylerini kaplayan dokulardan çıkan karsinomlar, kemik, adale, kıkırdak gibi destek dokulardan çıkan sarkomlar ve kan ve lenf düÄŸümlerinden kaynaklanan lösemi ve lenfomalardır. Karsinomlar insan kanserlerinin %90 ından fazlasını oluÅŸtururlar. Her üç türün de biyolojik davranışı birbirinden farklıdır ve bu nedenle kanser tedavisinde kullanılan cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları da deÄŸiÅŸiklik göstermektedir.

​

Kanserin nedenleri nelerdir?

Normal hücrelerin kanser hücrelerine dönüÅŸmelerinde geçtikleri aÅŸamalara karsinogenez adı verilmektedir. Bu deÄŸiÅŸikliklere neden olan baÅŸlıca etkenler kimyasal maddeler, ultraviyole ve iyonizan radyasyon gibi fiziksel ajanlar ve virüslerdir. Hepatit B virüsü, insan papilloma virüsü (HPV) ve retrovirüslerin kansere neden oldukları hemen hemen kesinlik kazanmıştır. Kanser etkenlerinin kesin olarak saptanabilmesi korunmaya yönelik uygulamaları güçlendirecek, ayrıca örneÄŸin virüslerin neden olduÄŸu rahim boynu kanseri için söz konusu olduÄŸu üzere aşı çalışmalarıyla önlenmesi olasılığını gündeme getirecektir.

Kansere neden olan alışkanlıkların başında elbette sigara kullanımı gelmektedir. Sigara baÅŸta akciÄŸer kanseri olmak üzere, ağız boÅŸluÄŸu, hava yolları (larinks), böbrek, idrar kesesi, rahim aÄŸzı (serviks) ve pankreas kanserlerinin geliÅŸiminden sorumlu tutulmaktadır. Kanserin yol açtığı tüm ölümlerin % 30 u sigara ve diÄŸer tütün ürünlerine atfedilmektedir. Günde 1-10 adet sigara içmekle akciÄŸer kanseri riski içmeyenlere göre %20 artarken, iki paket içildiÄŸinde bu rakam %80 e varmaktadır. Öte yandan sigara içilmese bile sigara içilen ortamda bulunulması da (pasif içicilik) akciÄŸer kanseri riskini yaklaşık 1,5 kat arttırmaktadır. Yaklaşık 20 yıl günde bir paket sigara içmiÅŸ birinin akciÄŸer kanserine yakalanma riski sigarayı bıraktıktan sonraki 10 yıl içerisinde ancak yarıya inmektedir. Sigara içmeyi bırakmak kanser ve diÄŸer kalp, damar ve akciÄŸer hastalıklarının oluÅŸma ihtimalini azaltmak için yapılabilecek en önemli korunmadır. Bu amaçla doktorunuza baÅŸvurduÄŸunuzda sigarayı bırakma sırasında ihtiyacınız olacak psikolojik ve ilaç (nikotin içeren yapıştırma bantları, sakızları, v.b.) desteÄŸini saÄŸlayacaktır.

Sigaranın zararlı etkileri beraberinde alkol alındığında daha da artmaktadır.

Ulusların beslenme alışkanlıklarını ve belli kanserlerin görülme sıklığını dikkate alınarak yapılan çalışmalar, yüksek yaÄŸ ve protein, düÅŸük lif içeren gıdalar yenmesinin kalın bağırsak, meme, rahim, pankreas ve prostat kanserleri riskini artırdığını ortaya koymuÅŸlardır. Yanlış beslenmenin bütün kanserlerin %35 inden sorumlu olduÄŸuna inanılmaktadır. A.B.D. Ulusal Bilimler Akademisi ve Ulusal Kanser Enstitüsünün bu konudaki ilk önerisi alınan yaÄŸ miktarını kısıtlamaktır. Buna göre yaÄŸlardan alınan kalori günlük kalori alımının %30 unu geçmemelidir. Öte yandan lifli gıdalara ağırlık verilmeli, rafine gıdalardan olabildiÄŸince uzak durulmalıdır. Özellikle taze sebze ve meyveler, ve son yıllarda ülkemizde de tüketimi giderek yaygınlaÅŸan tam iÅŸlememiÅŸ tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Füme gıdalardan kaçınılmalıdır. Uzak DoÄŸu ülkelerindeki yüksek mide kanseri sıklığından isli balık yeme geleneÄŸinin sorumlu olduÄŸu kabul edilmektedir. Etleri piÅŸirmede yeterince iyi yanmamış mangal ateÅŸi kullanılması da bazı kanser yapıcı kimyasal maddelerin oluÅŸmasına neden olmaktadır. Aynı risk yüksek miktarda nitrit içeren salam, sosis gibi ÅŸarküteri ürünleri için de geçerlidir.

Şişmanlığın menopoz sonrası meme, prostat, kalın barsak kanseri ihtimalini arttırdığına dair veriler mevcuttur.

Kanserin ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü önemli neden ise giderek artan çevre kirliliÄŸidir. Çevre kirliliÄŸi sadece hava kirliliÄŸinden ibaret deÄŸildir. Ä°çme ve kullanma sularının, toprakların, dolayısıyla yiyeceklerin kirliliÄŸi de bu kapsam içerisine girmektedir. Ä°nsanoÄŸlu toprağı kazıp pek çok madeni yeryüzüne çıkarmakta, ne var ki aslında yeryüzünde bulunmaması gereken bu madenlerin atıklarını zararsızlaÅŸtırmada aynı duyarlılığı göstermemektedir. Her gün kullanılıp çöpe atılan piller bunun en basit örnekleridir. Çevre kirliliÄŸinin kanser oluÅŸumuna katkısı ozon tabakasının incelmesi ve mesleki faktörleri de iÅŸin içine kattığımızda %10 u bulmaktadır. Stratosferik ozonun azalması ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerini artırmıştır ve ultraviyolenin cilt kanserine neden olucu etkisi kesindir.

YaÅŸ ilerledikçe kanser riski artmaktadır. Kadınlarda meme ve üreme organlarına ait kanserler; erkeklerde prostat ve akciÄŸer kanserleri ileri yaÅŸlarda daha çok görülmektedir. Kansere yakalanma olasılığı yukarıda anlattığımız etkenlerle karşılaÅŸma yoÄŸunluÄŸu ve süresi ölçüsünde artmaktadır. Bu nedenle yaÅŸ ne kadar ileriyse o kadar sık ve düzenli doktor kontrolünden geçerek hastalığın henüz baÅŸlangıcında yakalanması mümkündür. Yeterince erken tanı konulduÄŸunda kanser tamamen tedavi edilebilecek bir hastalıktır.

​

Kanserden korunma mümkün müdür?

Bazı kiÅŸiler kanser olurken diÄŸerleri olmuyor. Bunun sebeplerini doktorlar genellikle açıklayamıyorlar. Bilim adamları kanser tanısı alan insanların genel özellikleri toparlanarak kanser olma ihtimalini arttıran sebeplerin neler olduÄŸu araÅŸtırmışlardır. BilindiÄŸi gibi herhangi bir hastalığa yakalanma ihtimalini arttıran faktörlere risk faktörleri, bu olasılığı azaltan faktörlere de koruyucu faktörler denilmektedir. Bazı risk faktörlerinden uzak durulabilirken (sigara içmeyi bırakmak, düzenli beslenmek gibi), bazı risk faktörlerini deÄŸiÅŸtiremeyiz (doÄŸuÅŸtan genlerimizle ailemizden getirdiÄŸimiz özellikler, v.b.). Kanserden korunma bazı risk faktörlerinden kaçınma ve kanser olma ihtimalini azaltan koruyucu faktörleri arttırma ile yapılabilir. Kanserle iliÅŸkili olduÄŸu bilinen madde ve alışkanlığın kanser tanısı konmadan doÄŸrudan önlenmesine birincil korunma, kanser öncesi görülen (premalin) özellikleri içeren hastalarda bunların kansere dönüÅŸmesini önlemek için yapılanlara ikincil korunma denir. Kanser tanısı alan ve tedavisi yapıldıktan sonra bu hastalığın geri gelmemesi için kansere neden olduÄŸu bilinen durumun ortadan kaldırılması veya bazı önleyici ilaçlar alınması ise üçüncül korunmayı oluÅŸturur. En basit örneÄŸiyle saÄŸlıklı bir insanın sigaraya baÅŸlamanın engellenmesi veya kullanıyorsa bırakması birincil korunma, ağız içinde çok erken dönemde kansere dönebilecek bulgular olan hastaların sigarayı bırakması ikincil korunmadır. AkciÄŸer kanserine yakalanıp tedavi edilen hastanın ağız içinden baÅŸlayarak tüm solunum yollarında, akciÄŸerlerinde ve diÄŸer bölgelerde oluÅŸabilecek yeni bir kanser odağını önlemek amacıyla sigarayı bırakması ise üçüncül korunmadır. Ä°laç ve vitamin gibi maddeler kullanılarak bu maddelerin çevresel risk faktörlerinin hücrelerde meydana getirdikleri deÄŸiÅŸiklikleri ve dolayısıyla kanseri önlemelerine de kemoprevensiyon denmektedir. Kemoprevansiyonun temel amacı doÄŸal ya da sentetik maddeler kullanarak kanseri oluÅŸturan biyolojik süreçleri geri çevirmektir. Bu nedenle kanser öncülü ya da baÅŸlangıç aÅŸamasındaki hastalığın geri çevrilmesi, yüksek risk altındaki kiÅŸilerde hastalığın önlenmesi ve belli tümörlerin sıklığının azaltılması hedeflenir. Böylelikle riskin büyük olduÄŸu toplumlarda bir halk saÄŸlığı giriÅŸimi olarak da kabul edilir. Bir maddenin bir kanser türünü engellediÄŸini söyleyebilmek için çok sayıda kiÅŸi tarafından yıllar boyunca düzenli olarak kullanılmış olması gerekir.

​

Kemoprevensiyonda neler kullanılmaktadır? Meme kanseri - Seçici Östrojen Reseptör Modulatörleri (SERMler)

Bu ilaçlar bazı dokularda (kemik, v.b.) östrojen hormonu gibi davranırken, bazı dokularda ise (meme dokusu gibi) östrojenin etkisini engellerler. Tamoksifen böyle bir ilaçtır. Fakat meme dokusundaki etkilerinin yanı sıra tamoksifenin rahim kanseri riskini arttırır, inme, toplar damar ve akciÄŸerlerde damar tıkanıklığı yapıcı yan etkileri vardır. Meme kanseri olma riski yüksek olan kadınlarda yapılan çalışmalarda tamoksifenin bu riski azalttığı gösterilmiÅŸtir. Bu nedenlememe kanserine yakalanma riski yüksek olan saÄŸlıklı kadın karın tamoksifen kullanımı hakkında doktorlarına danışmaları, ilacın fayda ve yan etkilerini dikkatle tartışmaları uygun olacaktır. BaÅŸka bir SERM ilacı olan raloksifen de menopozdaki kadınlarda kemik erimesini engellemek amacıyla kullanıldığı çalışmada bu ilacı kullanan hastalarda meme kanseri sıklığının da azaldığı görülmüÅŸtür. Bu gözlem üzerine yüksek riskli menopoza girmiÅŸ olan saÄŸlıklı kadınlarda meme kanseri riski üzerine etkisini araÅŸtırılmaya baÅŸlanmıştır ve halen bunlar devam etmektedir.

​

Hormonlar

Kadınlarda yumurtalıklar tarafından yapılan östrojen hormonu meme kanseri riskini arttırmaktadır. Östrojenin ortamdan kaldırılması tümörün büyümesini azaltmaktadır. Hem östrojen, hem de progesteron içeren hormon tedavilerinin kullanılması bu ilaçları almayan hastalara nazaran meme kanseri görülme riskini arttırmaktadır. Bu tedavileri kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız, mammografi gibi meme kanserini erken saptamak amacıyla kullandığımız tarama testlerinizi yaptırmanız ve sonuçların tamamen normal olduÄŸunu gördükten sonra ilaçları kullanmanız gereklidir. Hormon tedavisinin size getireceÄŸi faydalar ve zararlar doktorunuzla tartışılarak bir karara varılmalıdır. Ä°lk adetin daha geç yaÅŸta baÅŸlaması, erken yaÅŸta menopoza girmek ve doÄŸum yapmak da meme kanseri riskini azaltmaktadır. Ä°lk çocuÄŸunuzu 20 yaşından erken doÄŸurursanız bu riskinizi daha da azaltacaktır. Fakat hiç doÄŸum yapmamak veya ilk doÄŸumunu 35 yaşından sonra yapmak meme kanseri riskini arttıracaktır.

​

Radyasyon

Özellikle çok genç yaÅŸlarda sık akciÄŸer röntgeni çektirmek, çocukluk çağında Hodgkin lenfoma (lenf kanseri) gibi hastalıklar nedeniyle ışın tedavisi yapılan kiÅŸilerde ileriki yaÅŸlarda meme kanseri daha sık görülmektedir.

​

Diyet ve yaşam standartları

Fazla yaÄŸlı gıdalarla beslenme, alkol kullanımı, menopoz sonrası kilo almak meme kanseri riskini arttırmaktadır. Bebekleri emzirme, genç yaÅŸlardan itibaren düzenli egzersiz yapmak ve bazı vitaminler meme kanserinden korunmada faydası olabilir. Çok yüksek riski olan (ailede çok sayıda genç yaÅŸta meme kanseri hastası görülmesi gibi) kiÅŸilerde her iki memenin de ameliyatla alınması meme kanseri riskini azaltmaktadır, ama böyle bir giriÅŸim bu iÅŸin uzmanlarına danışıldıktan ve bireyle ayrıntılı olarak tüm olasılıklar tartışıldıktan sonra yapılmalıdır. Bazı genlerin meme kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir. Bu genlerle ilgili daha ayrıntılı çalışmalar devam etmektedir.

​

Rahim ağızı (Serviks) Kanseri

Serviks kanseri çok yavaÅŸ ilerleyen ve düzenli kadın doÄŸum kontrolleri yapılan hastalarda Pap testiyle tanı konulan bir kanserdir. Bu kansere yakalanma riskini arttıran faktörlerden çoÄŸu önlenebilir faktörlerdir. HPV infeksiyonu: Human papilloma virus (HPV) cinsel yolla bulaÅŸan bir hastalıktır. HPVnin çok sayıda çeÅŸidi vardır ve bunlardan baÅŸlıca 4 tanesinin kansere yol açtığı görülmektedir. Bu hastalığa karşı geliÅŸtirilen aşı tedavisinin faydalı olduÄŸunu artık biliyoruz. Åžu an için bu aşının 9-26 yaÅŸ arasındaki genç kızlara yapılması önerilmektedir.

​

Cinsel iliÅŸki öyküsü

Çok genç yaÅŸlarda cinsel iliÅŸki yaÅŸamak, çok sayıda kiÅŸiyle iliÅŸkiye girmek ve iliÅŸki sırasında preservatif kullanmamak diÄŸer cinsel yolla bulaÅŸan hastalıklarda olduÄŸu gibi HPVe yakalanma riskini ve serviks kanseri riskini de arttıracaktır.

​

DoÄŸumlar

Yedi veya daha fazla doÄŸum yapmak ve uzun süreli (5 yıl veya daha fazla) doÄŸum kontrol hapı kullanmak riski arttırır. Düzenli kadın doÄŸum muayenelerinin ve Pap testlerinin yapılması çok erken deÄŸiÅŸikliklerin vaktinde farkedilmesini ve bunların kansere dönüÅŸmeden tedavinin yapılmasını saÄŸlar. Sigara kullanımı serviks kanseri riskini arttırır. Bazı çalışmalarda bazı mikrobesinlerin (vitaminler ve mineraller) faydalı olduÄŸunu söylemelerine karşın bu ispat edilememiÅŸtir.

Kalın Barsak (kolon ve rektum) Kanseri Diyet ve yaşam standartları

Fazla yaÄŸlı (özellikle doymuÅŸ yaÄŸlardan zengin), yüksek proteinli ve kalorili diyetle beslenen, fazla miktarda et tüketen (hem kırmızı hem de beyaz), alkol alan, yetersiz kalsiyum, D vitamini ve folattan alan kiÅŸilerde kalın barsak kanseri riski artmıştır. Kanser olduktan sonra az yaÄŸlı, yüksek lif içerikli, sebze ve meyveden zengin beslenmenin 3-4 yıl içinde kanserin tekrarlama riskini azaltmadığı bir çalışmada gösterilmiÅŸtir. Az hareket ve sigara kullanımı da kalın barsak kanseri riskini arttırabilir.

​

Ä°laçlar

Bazı çalışmalarda steroid olmayan anti-inflamatuvar ilaçların ve menopoz sonrası kadınlarda östrojen kullanımının riski azaltabileceÄŸi gösterilmiÅŸtir. Barsaktaki poliplerin bazıları zaman içinde kansere dönüÅŸebildiÄŸi için olan poliplerin alınması uygundur.

​

Rahim (endometriyum) Kanseri Ä°laçlar

Menopoz sonrası kadınların ÅŸikayetlerini azaltmak amacıyla sadece östrojen hormonu alması ve meme kanseri tanısı sonrasında tedavi amaçlı veya yüksek riskli kiÅŸilerde korunma amaçlı tamoksifen kullanımı endometriyum kanser riskini arttırır. DoÄŸum kontrol hapı kullanmak ise riski azaltır. Erken yaÅŸda adet görmeye baÅŸlamak ve geç yaÅŸta menopoza girmek de riski arttırmaktadır. Hamilelik ve anne sütü vermenin koruyucu rolü vardır. Obez (ÅŸiÅŸman) kiÅŸilerde endometriyum kanseri riski yüksektir. Düzenli egzersiz yapan ve sebze meyve ağırlıklı beslenen kiÅŸilerde riskin azalabileceÄŸi ileri sürülmüÅŸtür. Herediter non-poliposis koli (genetik geçiÅŸi olan bir hastalık) ve polikistik over sendromu (yumurtalıklardan hormon salınımı düzensizliÄŸi olan bir hastalık) olan hastalarda risk artmıştır.

​

Yemek Borusu (Özofagus) Kanseri

Sigara ve alkol çok önemli risk faktörleridir. YeÅŸil ve sarı renkli sebze ve meyve içeren beslenme riski azaltacaktır. Aspirin gibi aÄŸrı kesici (steroid olmayan anti-inflamatuvarlar) bazı ilaçların düzenli kullanımı da riski azaltır. Helicobacter Pylori infeksiyonu özellikle mide duvarındaki hücrelerde zedelenme yaparak ülserler yapabilir. Bu hem mide kanseri, hem mide lenfoması, hem de özofagus kanserlerinde riski arttırabilir. Reflu hastalığı (mide içeriÄŸinin yemek borusundan geri gelmesi) zaman içinde özofagus yüzeyini zedeleyerek Barret özofagusu denilen duruma yol açar. Burada midede bulunması gereken hücreler yemek borusunda görülmeye baÅŸlar. Bu durum tedavi edilmezse yıllar içinde bu bölgelerde kanser görülür.

​

Mide (gastrik) Kanseri

Fazla tuzlu beslenme mide kanserini arttırırken, bol taze sebze meyve ve beta-karoten ve vitamin C içeren beslenme riski azaltır. Helicobacter Pylori infeksiyonu özellikle mide duvarındaki hücrelerde zedelenme yaparak ülserler yapabilir. Mide kanseri ve mide lenfoması riski bu hastalarda artmıştır. Böyle bir durum veya Barret özofagusu olan hastalar tedavi edilmelidir.

KaraciÄŸer (hepatoselüler) Kanseri

Hepatit B, hepatit C, alkol kullanımı, aflatoksinler (saÄŸlıksız koÅŸullarda saklanan tahıllar, fındık fıstıklarda oluÅŸan bir çeÅŸit toksin) ve diÄŸer faktörlerin yol açtığı siroz hastalığı karaciÄŸerin kendinden çıkan kanserinin görülme olasılığını arttırır. Alkol kullanımının sınırlandırılması, hepatit B'ye karşı aşılanma ile risk azaltılmaktadır.

​

AkciÄŸer Kanseri

Sigara ve tütün içerikleri akciÄŸer kanserlerinin baÅŸlıca sebebidir. Sigarayı bırakmak, içilen ortanlardan kaçınmak riski azaltmak için gereklidir. Bunun dışında asbest ve radonla karşılaÅŸmak da riski arttırmaktadır. Kemoprevensiyon amaçlı çeÅŸitli maddeler ve vitaminler kullanılmıştır. Åžimdiye kadar akciÄŸer kanser riskini azaltan bir ilaç bulunmamıştır. Bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. Özellikle beta-karoten kullanan ve aynı zamanda sigara içmeye devam eden hastalarda akciÄŸer kanserine yakalanma riski artmıştır. Çalışmalar sonuçlanmadan mikrobesinlerin bu amaçlı kullanılmaması gereklidir.

​

Ağız Ä°çi (oral) Kanserler

Sigara ve alkol kullanımı ağız içi kanser riskini belirgin olarak arttırmaktadır. Riski azaltmak için sigara içilmemeli ve alkol alınmamalıdır. Kemoprevensiyon amaçlı çeÅŸitli mikrobesinlerle yapılan çalışmalar devam etmektedir. Bunlar sonuçlanana kadar beklenmelidir.

​

Yumurtalık (over) Kanseri

YaÅŸlandıkça over kanseri riski artmaktadır. Düzenli kadın doÄŸum kontrollerinin ve tarama testlerinin yapılması bu kanserleri erken dönemde saptayamayabilir. DoÄŸum kontrol hapı kullanmak over kanseri riskini azaltabilir. DoÄŸum yapanlar ve emziren kadınlarda da risk daha azdır. Tüplerini baÄŸlatan veya rahmi alınan hastalarda da over kanseri daha nadir görülmüÅŸtür. Menopoz sonrası kadınların hormon ilaçları kullanması ve çocuÄŸu olmayan kiÅŸilerde yumurtlamayı arttıran ilaçların kullanımı da over kanser riskini arttırmaktadır. Ailesinde birinci derece akrabalarında (anne, kız kardeÅŸ) over kanseri olanlarda risk daha yüksektir. Ailesinde çok sayıda over kanseri hastası olan kiÅŸilerde riski azaltmak amacıyla uzmanlarla dikkatle tartışıldıktan sonra her iki yumurtalık ameliyatla alınabilir. Obezite over kanserinde önemli bir risk faktörüdür. Bu kiÅŸilerin normal kiloya inmeleri ve bunu korumaları gereklidir.

​

Prostat Kanseri

YaÅŸla birlikte prostat kanseri görülme sıklığı artar. Bu riski azaltmak amacıyla kemoprevensiyon çalışmaları devam etmektedir. Daha önce yapılan çalışmalarda diflorometilornitin (DFMO), isoflavinoidlerin, selenyum, D ve E vitaminleri, ve likopen (domates içeriÄŸi) gibi çeÅŸitli ajanların riski azaltmada faydaları olabileceÄŸi bildirildi. Finasteride gibi erkeklik hormonunu azaltarak etki eden bazı ilaçlar da bu çalışmalarda denenmektedir. DüÅŸük yaÄŸ içerikli, taze sebze meyveden zengin beslenmenin prostat kanseri riskini azaltmaktadır.

​

Cilt Kanseri

Cilt kanserleri özellikle ultraviyole ışınları nedeniyle olmaktadır. Cilt kanserinden korunmak için özellikle çocukluk çağında düzenli güneÅŸten koruyucu krem kullanmak, güneÅŸ ışınlarının en tehlikeli olduÄŸu saatlerde (11:00-15:00 arasında) güneÅŸe çıkmamak, ÅŸapka, uzun kollu giyecekler giyerek güneÅŸten korunmak gerekmektedir. Bu önlemlerin melanom türü cilt kanserlerinde ne kadar etkili olduÄŸu tam olarak bilinmemektedir. Cildinizdeki benlere dikkat etmeli, herhangi bir büyüme, ciltten kabarıklık, renkte koyulaÅŸma veya sınırlarında düzensizlik fark edildiÄŸinde beklemeden uzman doktora baÅŸvurmak gereklidir.

bottom of page